damalinsesiyiz
  Hz.ALİ
 
ALİ bin Ebu Talib (Arapça: علي بن أبي طالب, Farsça: علی پسر ابوطالب) (d. 599 - ö. 661), İslam Devleti'ni 656-661 yılları arasında yöneten dördüncü İslam halifesi. İslam peygamberi Muhammed'in amcasının oğlu, onun elinde büyüyen ilk çocuk, damadı ve ev halkındandır (Ehli Beyt). Sünni Müslümanlara göre Cennetle Müjdelenen On Sahabe'den (Aşere-i Mübeşşere) biri, Dört Büyük Halife'den (Hulefa-i Raşidin) dördüncü ve sonuncusu, Şii Müslümanlara göre ise Ondört Masum'dan biri, Oniki İmam'ın ilki ve Muhammet'in hak halefidir. İslam'daki Şii-Sünni ayrımı Ali'nin halifeliği mevzuuna dayanır.[2][3][4] Sünniler Muhammet'in bir halef bırakmadığını (dolayısıyla müslümanların seçimi ile halifenin tayin olunduğunu söylerlerken), Şiiler ise Ali'yi halef bıraktığını söylerler ve ilk üç halifeyi kabul etmezler.

İlk dönem İslam kaynaklarının birçoğunda, Ali Kabe'nin içinde doğan ilk ve tek insan olarak kaydedilir[5]. Ali'nin babası yerel bir kabilenin şefi olan[3] Ebu Talib, annesi Fatıma bint Esed'dir, bununla birlikte Ali, Muhammet'in evinde ve onun gözetiminde büyümüştür. Muhammet, peygamberliğini ilan edip İslamiyet'e davet etmeye başladığında, Ali bu daveti kabul eden müttefiken ilk erkek olmakla birlikte, Şia'ya göre ilk, Sünni'lere göre ikinci insandır.[6][7][8][9]

Muhammet, Medine'ye hicret'i emrettiğinde, onu Mekke'lilerin emanetlerini dağıtması ve yatağına yatarak Müşrik'leri kandırması için Mekke'de bıraktı. Ali görevini tamamlayıp Muhammed'den kısa bir süre sonra Medine'ye ulaştı. Medine'de Muhammed, Allah'ın onu Fatıma'ya layık gördüğünü bildirdi ve ikisini evlendirdi[2]. Ali, Muhammet komutasındaki İslam Devleti'nde son derece aktif roller aldı; neredeyse tüm savaşlara katıldı, ordu komutanlığı, tebliğ elçiliği gibi görevleri icra etti. İslam Devleti'nin üçüncü halifesi Osman bin Affan'ın bir suikast sonucu ölmesiyle, halife seçilerek İslam Devleti'nin başına geçti[10][11]. Yönetimi sırasında Müslümanlar arasındaki ilk savaşlar (İlk Fitne) patlak verdi. Kufe'de bir camide ibadet ederken Hariciler'den Abdurrahman Mülcem tarafından saldırıya uğradı ve bir kaç gün sonra öldü.[3] Kufe yakınlarında toprağa verildi.[3]

Ali, İslam Dünya'sının hemen her yerinde, imanı, adaleti, ülke yönetimi, dürüstlüğü, savaşçılığı, cesareti ve ilmi ile tanılır, anılır. İslam Tarikat'larının hepsi, kökenleri olarak Ali'yi gösterirler ve onun soyundan geldiklerini iddia ederler. Ali İslam tarihinde üzerinde en çok tartışılan şahsiyetlerden biridir.

 
 
  Bugün 2 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!